Kategoriler

Hisseler

16 Haziran 2010 Çarşamba

Doğu, Batı, Kuzey ve Güney, artık sadece pusulada mı?

Okurlarım anılarımı da içeren yazılarımı pek seviyorlar. Kanser dizisiyle birlikte bunu anlamış bulunmaktayım.
Pazar günkü yazımda, yıllar önce Türkiye’nin Japonya Başkonsolosu ile ilk tanıştığımda bana “Siz kendinizi Batılı mı, Doğulu mu sayıyorsunuz” dediğinde yaşadığım şaşkınlığı anlatmıştım. Okurlarımdan gelen e-postaları bir görseniz! Yok efendim Doğu-Batı diye bir şey yokmuş; Çin’den bakacak olsam Amerika Doğu’da, Türkiye Batı’da kalırmış. Japonya önce kendine baksınmış...
Bu görüşte ısrarlı olan okurlarıma Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick’ten bir armağanım var. Geçen haftaki 2 yazıma konu olan Garanti Gelecek Zirvesi’nde öğrendik.
Zoellick’e göre komünizmin çöktüğü 1989 yılı 2. Dünya’nın sonu oldu. Küresel ekonominin çöktüğü 2009 ise 3. Dünya’nın sonuydu. Şimdi yeni ve hızla evrim geçirmekte olan, çok kutuplu bir dünya ekonomisinde, gelişmekte olan bazı ülkeler, küresel ekonomik güç olarak ortaya çıkıyorlar. Bu yeni sistemde Kuzey, Güney, Doğu ve Batı, artık sadece pusulada yön gösteren terimler; ülkelerin ekonomik durumunu tanımlamıyor.



G-7 öldü, yaşasın E-7
Okurlarım arasında Batı’dan Doğu’ya güçlü bir eksen kayması olduğunu savunanlar ve Türkiye’yi de bu çerçevede bir yerlere oturtanlar da var tabii. Geçen yıl merkezini Londra’dan Hong Kong’a taşıyan HSBC Bank’ın CEO’su Michael Geoghagen de sanırım onların hislerine tercüman oluyor:
“Dünyanın ağırlık merkezi kararlı bir biçimde Doğu’ya ve Güney’e kayıyor. Krizle birlikte bu gidişat hızlandı ve geri dönüşü olmayan noktaya gelindi. Birkaç yıl sonra artık kimse G-7’den söz etmeyecek; herkes E-7’yi (Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Meksika, Endonezya ve Türkiye) konuşacak.”

Yeni normalin isim babası
Dünya tahvil piyasasının önde gelen kuruluşu PIMCO’nun CEO’su Muhammed El-Erian’a göre ise dünya şu anda bilinmeyen bir arazide, biçimsiz bir yolda, belirsiz bir hedefe doğru yol alıyor; üstelik yedek lastiğini de kullanmış durumda... Küresel kriz sonrasında hayatımıza giren “Yeni normal” kavramının isim babası olan El-Erian da büyüme ve zenginleşme dinamiğinin Yükselen Pazar ekonomilerine kayacağı, küresel yönetişimin zayıflayacağı bir döneme hazır olunması gerektiğini vurguluyor.

Hafızaları sıfırlamak
Evet, yıllardır kafamıza yerleştirmiş olduğumuz kavramların, sıralamaların, tanımlamaların hepsi, bugün artık geçersiz. Düne kadar bize normal görünen her şey artık mazide kaldı. Siz hâlâ “Kriz geçecek, hasta iyileşecek, hayat eskisi gibi devam edecek” hayalleri kuranlara bakmayın. Eskiyi tamamen unutun, hafızalarınızı sıfırlayın.
İçinde yaşadığımız dünyanın yeni gerçekleriyle yüzleşmenin hiç de kolay olmayacağı aşikâr; ama Türkiye gibi Yükselen Pazar ülkeleri arasında bunu başarabilenler, değişim sürecinden yararlanabilecek ve öne fırlayabilecek.
Doğu’ya mı bakalım yoksa Batı’ya mı? Bırakalım artık bunları da, bu yeni dünya düzeninde ve “Yeni normal”de nasıl ayakta kalırız? Ona kafa yoralım.
Batılı değiliz diye aşağılık kompleksine kapılmak da yanlış; Doğuluyuz her şey bizim lehimize dönecek demek de...
Büyük resmi görmenin ve yeni gerçeklerle yüzleşmenin tam zamanı.
Sadece ülke olarak değil, bireyler olarak da...

Milliyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder